23 Eylül 2016 Cuma

Küratör kimdir? Kürate etmek nedir? / Huma Kabakcı


Son bir kaç yıl içinde “küratörlük” terimini kaç kez duydunuz? Peki aslında tam olarak ne anlama geliyor? Küratörler kimlerdir? Tam olarak ne yapıyorlar?


Kanye West’ten IKEA’ya kadar, sanat camiası dışında pek çok değişik bağlamda bu terimi duymuş olabilirsiniz. “Evinizi kürate edin” “Müziğinizi kürate edin” “Gardırobunuzu kürate edin” sloganları pek çok yerde, reklamlarda dahi kullanılıyor. Peki, kürate etmek ve küratörlük nedir?  

“Kürate etmek” latince curare kelimesinden türemiş olup “bakımını üstlenmek” anlamına gelmektedir ve dolayısıyla küratör, geleneksel olarak bir yönetici veya nezaretçi olarak tanımlanır.  Kürate etmek son bir kaç yıl içerisinde, her yeni sergi ve bienal ile küratörün ne yaptığına dair faaliyet alanının değişmesi ve genişlemesi sayesinde sanat dünyasının hem içinde hem de dışında yer alan temel bir konsept haline gelmiştir.   

 Çağdaş bağlamda küratör; bir sergi için sanat eserlerini seçen ve yorumlayan kişi olarak anılmaktadır. Ancak küratörün rolü artık yapımcı, aracı, sergi planlayıcısı, eğitmen, planlayıcı, yönetici, prodüktör ve organizatör rollerini de bünyesinde barındırmaktadır. Küratörün, etiketleri, katalog makalelerini ve sergi için her türlü diğer destekleyici içeriği yazan kişi olması da olasıdır (buna her türlü çevrim içi materyaller, sergide bulunan basın bültenleri de dahildir).  

Küratör sadece sanatçıları seçmekle kalmaz, aynı zamanda serginin yazılı konseptini, bağlamını formüle eder. Küratör ayrıca halkın ve sanat ziyaretçilerinin de etkileşimini göz önünde bulundurur.

Küratörlük söyleminin genişlemesi 1990’ların başında küratörlük programlarının başlamasıyla hızlandı. Öğrenciler ve program liderleri sadece sanat eserleri yerine sergi tarihçesi ve metodolojilere odaklanarak mevcut sergi modellerine ve görece olarak az sayıda tesis edilmiş küratörlük örneklerine bakmaya başladırlar.  Dünya genelinde üniversiteler, kolejler ve müzelerde gitgide artan sayıda küratörlük eğitim programları açılmaya başladı. Çığır açıcı bir küratörlük programı ilk kez çağdaş görsel sanat tarihi ve sergi düzenlemenin yanı sıra teori ve eleştiriyi birleştiren yoğun bir program sunan New York’taki Bard College tarafından 1990 yılında başlatıldı. Aslen Bard’ın programını temel alan Kraliyet Sanat Koleji’nin (Royal College of Art, RCA) hem teori hem de uygulamayı birleştiren iki yıllık master programı Çağdaş Sanat Küratörlüğü 1992 yılında eğitime başladı. Hemen ardından iki yıl sonra Hollanda’da De Appel Küratörlük programı kuruldu.

Farklı küratör klişelerinin ve küratör tanımının zaman içerisinde, özellikle de bugün içinde yaşadığımız tüketim odaklı dünyada nasıl evrimleştiğini açıklamak içn bazı geniş örnekler vereceğim ve sonrasında duymuş olabileceğiniz bir kaç küratörden bahsedeceğim;

Bağımsız Küratör veya serbest küratörler bir dereceye kadar üzerlerine almak istedikleri rolleri tanımlayabilirler.  Genellikle kamusal projeler veya etkinlikler ya da kamusal sanat eserlerinin siparişi, ofisler ve işyerleri için sanat eserleri seçimi gibi konularda uzmanlaşır ve mimarlara ya da iç mimarlara çeşitli hizmetler sunar ve proje bazında çalışırlar.


Kurumsal Küratör sadece müzenin veya sanat kurumunun ideolojisini ve hedeflerini temsil etmekle kalmazlar, aynı zamanda yeni sanat eserlerinin sipariş edilmesi, satın alınması, kamusal programlar geliştirilmesi, gerek genel sanat toplumu gerekse kurumun hamileri ve destekçileri için etkinlikler planlanmasına ilişkin birçok sorumluluğu da üstlenirler.  Bağımsız küratörlere kıyasla kurumsal küratörler daha profesyonel/ yerleşik görünseler de, daha az esnek, daha fazla hiyerarşik ve politik bir ortamları vardır.   

Gardiyan veya Muhafız daha ziyade sanat eserlerinin korunması, iyi koşullarda muhafaza edilip edilmediği ile ilgilenir. Bu rolün geçmişi 14. – 17. Yüzyıl Salon sergilerine uzanmaktadır.


Araştırmacı ve Eğitimcinin öğretim yanı sıra yazma, düzenleme, basım ve yayım işlerini yönetme; görsel araştırması; telif haklarına ilişkin izin/lisans işlemlerinin yapılması gibi sorumlulukları da vardır ve eğitim, konuşmalar, destek kampanyaları, fon yaratma ve basın işleri gibi sergilerin çağdaş programları ile de ilgilenebilirler.   

Küratör olarak Sanatçı, bir sergi yaratması için kendisini davet eden kurumun geleneklerini yıkması konusunda teşvik edildiğinden, diğer küratör örneklerine kıyasla daha özgürdür ve küratörlük uygulaması bakımından katı akademik kurallara veya kaliteye itibar etmemeyi seçebilir.

Çağdaş sanat sadece çok varlıklı olanların karşılamaya gücünün yettiği lüks bir marka olarak görüldüğünden, bağlantısal olarak bazı küratörler zengin ve ünlülere erişim sağlarlar. Sonuç olarak bir ünlü statüsü sağlamış, dünyanın her tarafında lansman partilerinde ve etkinliklerde fotoğrafları çekilen global olarak “süper küratörler” olarak bilinen bir avuç küratör ortaya çıkmıştır. Bu, küratörlük imajına çekici, jet-set bir kariyer seçeneği olarak katkıda bulunmuştur – ancak bu mümkün de olsa çoğunluk için durum böyle değildir.  Bu durumda küratörlük gerçekten de insanların düşündüğü kadar çekici ve eğlenceli midir?

“Kürate etmek” kelimeleri ve “küratörlük” mesleği pek çok durumda yanlış kullanılmakta ve yanlış yorumlanmaktadır. Kim Kardashian ile evli ünlü rap şarkıcısı Kanye West dahi artık kendisini küratör olarak adlandırmaktadır. Çoğu kişinin az bir ücret karşılığında uzun saatler çalıştığı bir mesleğe cila çekerek fotojenik, CEO-benzeri– aralarında Hans Ulrich Obrist ve Klaus Biesenbach’in yer aldığı – seçkin bir ünlü küratörler grubu ortaya çıkmıştır. Pharrell Williams, Madonna ve Miley Cyrus gibi gerçek ünlüler de sergiler düzenlemişler ya da en azından isimlerini bu sergilerle ilişkilendirmiştirler.   

Kısacası/Sonuç olarak, küratör olmakla ilgileniyorsanız, bir kez daha düşünün.

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder