24 Nisan 2017 Pazartesi

Mehmet Can Temel Röportajı / Ayseli İzmen


Gastronomi son yıllarda Türkiye’de ki en popüler alanlardan bir tanesi. Ancak bana göre gastronominin tam anlamı ben dahil hiç kimse tarafından bilinmiyor. Wikipedia’ya göre gastronomi
“Yunanca mide ile ilgili "Gastro" ve kanun, kural anlamındaki "Nomos" kelimesinden türeyen "Nomy" kelimelerinin birleştirilmesinden oluşan bir kelime. Sözlükte ise; iyi yemek düşkünlüğü, yemekten anlama, yemek bilimi, iyi yemek sanatı gibi farklı anlamları var.



Peki metrekare başına 4 gurmenin, 5 uzmanın düştüğü Türkiye’de gastronomi tam olarak ne demek?

 

Bugün sizlerle değerli büyüğüm ve örnek aldığım Mehmet Can Temel ile yaptığım röportojı paylaşmak istiyorum. Kendisi en prestijli otelcilik okullarından biri olan Glion’dan mezun olduktan sonra hem yurtdışında hem de Türkiye’de otelcilik sektöründe çalışmış bir gastronomi aşığı. Mehmet Can Bey kendisine gurme denmesini sevmiyor. Gurme kimdir? Nedir? Nasıl olunur? Oda hala bilmiyor. Sadece her geçen gün yeni tatlar denemeye devam ediyor ve içindeki keşfetme arzusu ile yeni mekanlar deniyor.

 

Öncelikle ben gastronomi dünyasına nasıl girdiğinizi merak ediyorum. Her şey nasıl başladı?

Her şey ailemin Amerika’dan getirdiği gurme dergileri ile başladı. O dönemde babam bir The Times bir de bu gurme dergilerini getirirdi. Bu dergileri okumaya bayılırdım. Orta okulda hem bu dergileri okur hem de öğrendiğim tarifleri aileme ve arkadaşlarıma yapardım. Bu alan o kadar ilgimi çekti ki daha fazlasını öğrenmek istedim.

 

E peki sonra? O yıllarda bu meslek çok bilinmiyor sanırım. Nasıl bu alanda uzmanlaşmaya karar verdiniz?

O zamanlar St.Benoit’da öğrenciyim. Ailemde mühendis, tıp, öğretmen vs var. Ancak hiç biri bana göre değildi. Aşcı da olmak istemiyordum ancak yemek sektörünü çok seviyorum. Ne olabilirim derken, annem İsviçre konsolosluğu ile konuştu. Tabi o zaman Google yok, mektuplarla İsviçre’de iki otelcilik okulu olduğunu öğrendik. Bunlardan Glion’a kabul edildim. Ancak iki sene bekleme sırası vardı. O dönemde para biriktirmek için  turist gezdirdim ve çok çalıştım.

 

Normalde insan okurken okuduğu okulun değerini çok anlamaz. Glion size ne gibi avantajlar kattı?

Açıkçası ben okulumun bu kadar repütasyonu olduğunu bilmiyordum. Evet okurken okul çok zordu. Ancak mezun oldum ve bir çok iş olanağı rahatlıkla açıldı. Aynı zamanda bizim okulda dayanışma çoktur. Okulumun networku sayesinde çok iş imkanım oldu. Hala çok yakınız. Çok güçlü bir okul kültürümüz var.

 

Peki mezun oldunuz? Sonra ne oldu? Nerelerde çalıştınız?

Mezun olduktan sonra yurtdışında çeşitli otellerde çalıştım. Akabinde Avusturalya maceram başlayacaktı. Ancak oturma iznim çıkmadığı için gidemedim. Bu bende milliyetçilik duyguları uyandırdı ve ülkeme geri döndüm. Bu arada Glion sayesinde edindiğim çevre sayesinde çok iyi işler buldum. Benim en büyük şansım hep otel kurulma aşamasında yer almış olmamdı. Bu otelcilik için çok önemlidir. Bir otel kurulurken her şeyini görebiliyorsunuz. Ben bu tecrübeyi çok yaşadım. Otelin bir çok alanında çalıştım.

 

 

 

Gastronomi ile ilgilenen kişilere tavsiyeniz nedir?

Öncelikle bu kişiye soru sorarım. Gastronominin hangi dalını istiyorsun. Gastronomi dediğin bedava yemek yemek mi? Yoksa başka mı? Geçen biri bana sordu gurme nasıl olunur diye. Neden gurme olmak istiyorsun dedim. Bedava yemek çok dedi. Güldüm. Çocuk haklı. Gastronomi çok zor bir alan. Öncelikle hangi dalı istiyorsun? Yemek yapmasını mı? Otelcilik mi? Yoksa yine bu alanda başka bir dal mı? Dışarıdan çok kolay gözükse de otelcilik çok zor. İşini çok sevmek lazım. Dışarıdan çok güzel bir iş gibi gözüküyor. Ancak hiç öyle değil. Çok yoğun saatler, çok pis işler, işinizi çok çok sevmeniz lazım ki pes etmeyin.

 

Sizce Türkiye’de ki en büyük bu alanla ilgili problem nedir?

Türkiye aslında bu alana çok aç bir ülke. Çok fazla ilgili var. Ancak çok az eğitmen var. Bu alanda eğitimli ve tecrübeli insan bulmak zor. Alaylılığa dayanan bir kültürümüz var. Ancak doğru eğitim çok önemli. Bu yüzden yurtdışındaki okullarda hem çalışıyorsunuz hem de öğreniyorsunuz.

 

Birazda sosyal medya’dan bahsedelim. Metrekareye 4 gurme düşüyor dediniz. Çok güldüm. 

Gerçekler bu. Maalesef sosyal medyada herkes uzman, herkes gurme. Ben sormak istiyorum bir çok kişiye senin eğitimin nedir? Bu yemeklerin, kaldığın otellerin parasını ödedin mi? Gerçekten beğendin mi? Yağda kızarmış etler, endüstriyel peynirli hamburgerler, yanlış servis yöntemleri, hepsi instagramda..

 

Ancak arada bu alanı okumamış ve hobisini iyi yapan insanlarda var öyle değil mi?

Ben bu grubu çok takdir ediyorum. Bu alanda bilgi sahibi olmayan, hevesli, ve öğrenmeye açık gençler var. Yediklerini paylaşıyorlar. Hiçbir kimseden reklam, para almıyorlar ve her daim kendilerini geliştiriyorlar. Bunlar dışında beğendiğim hesaplar da var. Örneğin Vedat Milor, Fahri Gediz, Haluk Özyavuz ve Besim Hatinoğlu. Bu arkadaşlarım bu alanda eğitim almamasına rağmen hep okuyan, çok bilen arkadaşlar. Kendilerini çok beğeniyorum.

 

Sizce Türkiye’de gastronomi alanında ne gibi gelişmeler olacak? 

Yurtdışıda çok başarılı Türk şefler var. Bunlardan biri Sayat. Kendisinin hesabı @lauraandsayat. Sayat ve Sayat gibi başarılı Türk şefleri dünyaya açıldıkça yeni bir füzyon Türk mutfağı oluşacak. Bu şefler bizim kendi lezzetlerimizi tanıtmak adına da çok önemli. Çok değerli arkadaşlar var ve hepsinin önleri çok açık.

 

Gastronominin her hangi bir alanına girecek olan bir arkadaşa ne tavsiye edersiniz?

Eğer imkanı varsa kesinlikle yurtdışında eğitim ve çalışmayı kesinlikle çok öneriyorum. Çünkü yurtdışı farklı bir vizyon katıyor. Ancak imkan yoksa mutlaka her zaman çok çalışmalı araştırmaya devam etmeliler. Bizim en büyük problemimiz çalışkan olmamamız. Çalışan ama çok çalışan her zaman kazanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder