17 Ocak 2017 Salı

JOHN BERGER’IN ARDINDAN / Huma Kabakcı



“Gördüklerimizle bildiklerimiz arasındaki ilişki asla çözülmez. Her akşam güneşin

batışını görürürüz. Dünyanın ondan uzaklaşğını biliriz. Oysa bilgi, açıklama, asla

gördüğümüze uymaz.”



John Berger

Bu ayki yazımda 2 Ocak 2017’de 90 yaşında vefat eden dünyaca ünlü Marksist

sanat eleştirmeni, ressam, şair ve yazar John Berger’i anmak istiyorum. Kendimi

üniversite yıllarımda sanata olan ilgimin ve bakış açımının gelişmesine sebep olan



John Berger’e borçlu hissediyorum. Kendisinin sanat, edebiyat ve tiyatro dünyasında

büyük etkisi vardır.

5 Kasım 1926’da Londra’da doğan, 1962’den beri ise Fransa’nın ücra bir köyünde

(Quincy’de) yaşayan Berger’in ilk kitabı, 1960’da Permanant Red/ Sabit Kırmızı

başğı altında derlediği denemeleriydi. La Salamandre/ Dünyanın Ortası ve 2000

Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus adlı bu senaryolardan sonra sırasıyla

Picasso’nun Başarısı ve Başarısızlığı (1965), A Fortunate Man/ Talihli Bir Adam

(1967), Art and Revolution/ Sanat ve Devrim (1969) kitapları yayımlandı.




Berger bu kitaplarında, bir yandan resim ve heykel sanatlarının toplumsal ve ekonomik

koşullardan nasıl etkilendiğini araştırıyor, Talihli Bir Adam’da ise Jean Mohr’un

fotoğraflarından da yararlanarak bir taşra doktorunun hayatını anlatırken bir insanın

kendini başka insanların sağlık ve esenliğine nasıl adadığına tanıklık ediyordu.

1972’de BBC televizyon kanalı için hazırlamış olduğu Hays of Serin/Görme Biçimleri

adlı dizi sayesinde geniş çevrelerde tanınmış, önemli bir figür haline geldi. Aynı yıl G



isimli romanıyla prestijli Booker Ödülü’nü kazandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder