"Var mıydık?
Belki, biraz."
güzel söylemiş Cansever.
O
halde izinden gidenlerden olalım.
Soralım kendimize var mıydık? diye.
Var mıyız?
Sizde 'belki, biraz' dediniz değil mi? Varlığını tam hissedebilen
var mı ki zaten? Neydi bu varolmak?
Dünyaya gelmiş olmak mıydı sadece? Nefes alıp vermek miydi?
Düşünmek miydi birilerinin dediği gibi? Öyleyse var mıydık?
Kimilerine göre insanın kendini daima bir döngü içerisinde tutmasıdır;
üretim, değişim, yaratım. Kimilerine göre varolmak bir şeylere vesile
olabilmektir; iyiliğe, güzelliğe. Yada benliğini sürdürmek, bir şeylere sahip
olmak bir yere ait olmaktır. Düşünceni savunabiliyorsan, kendini ifade
edebiliyorsan özgürce; varsındır. İz bırakmaktır, güce sahip olmaktır
kimilerine göre de. Yada basitçe bulunmaktır, yaşamak, sağ olmaktır.
Hepimizin çabası belki de hayat gayesi varolabilmektir.
Kimilerinin doğru, kimilerinin yanlıştır yolu.
Kimileri varlığını kanıtlayabilmek için kendine doğru yolu seçer.
Kendini güzelliğe, iyiliğe adar. Kötülük yapmamanın, iyilik yapmış olmaya
yetmediğini bilir.
Kimileri ise yanlış yolu seçer. Kim bilir sever belki de karanlık
tarafı. Başka hangi güç bi insanı burda kalmaya ikna edebilir ki? Hangi güç bi
insana bunları yaptırabilir? Nefret mi? Öfke mi? Bu muydu varolmak? Duygular
mı? Hangi güç insanı kötülüğe itebilir ve hangi güç insanı kötü yapar?
Söylenilen pembeli morlu yalanlar kimin işine yaramış şimdiye
kadar? Varolmak ne zamandan beri anı kurtarmak olmuş?
Yolsuz bir yol duydunuz mu hiç?
Adına yolsuzluk koymuşuz çünkü, doğru yolda olduğunu düşünen
insanlar olarak.
Peki asla sonu gelmeyen tacizler, tecavüzler. Hangi güç bi insanı
insanlıktan çıkarabilir?
Bazen yapılan yanlışların farkında bile olunmadığı bir yol bu.
Yanlışın yanlış görülmediği bir yol. Can alıp temizlik yapmaya benzetilen adına
da dava denilen bir yol. Neyin davası? Kanınınmış.
Bazen de yapılanların keşke farkında olmadan olmuş olacağına
inanmak isteyebileceğimiz türden şeyler... İşte 3.sayfa haberleri. Karısını
öldüren adam hızını alamayıp iki çocuğunu daha öldürdü...
Sebebi yemek masasına yoğurdun koyulmaması mıydı gerçekten?
Peki ya katliamlar? Bir isim verip kendilerine, insanları
öldürmeye yetkili kişi sanıp, silahlarını kuşananlar... Sırf kendisi belki de
beyaz diye, belki de başka bir dine sahip diye, belki de bastıkları toprakların
altında insandan daha değerli gördükleri şeyler var diye...
Daha insanın insana olan öfkesine anlam veremezken; insanların -ki
insan kelimesi ne kadar uygundur bilinmez- masum hayvanlara olan
öfkesine şaşıp kalır olduk.
Kimeydi bu insanoğlunun öfkesi, kini...
Hangi güç insanı bu hale getiren? Ya da hangi güç insana, kendini
düşman eden?
Varolmak bu mu?
Bu ise şayet
‘Belki,
Biraz’
Değil
Ben yokum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder