Bu Ay ki Konuğumuz ; Kanal 35'te Hafta İçi Hergün Canlı Yayınlanan 'Ağız Tadıyla' Programının Başarılı Yapımcısı ve Sunucusu Peyvend Hanım.
30 Haziran Günü Benimde Canlı Yayın Konuğu Olduğum Program Ülkede Geniş İzleyici Kitlesine Sahip.
Birçok İnsana da İlham Kaynağı Olan Peyvend Hanım ile Hem Gastronomi Sektörü Hem de Edebiyat ile İlgili Sohbet Ettik..
Merhabalar Peyvend Hanım ; Öncelikle
röportajımızı kabul edip bize konuk olduğunuz için teşekkür ederim.
İlk olarak sizi kısaca tanıyalım.
Kimdir Peyvend Öksüz?
İlk önce mutlu hayatla barışık, özgüvenli bir kadınım ve en önemlisi bir
anneyim, turizm mezunuyum fakat senelerce halkla ilişkiler sektöründe çalıştım,
son olarak da hayat beni televizyonculuk sektörüne sürükledi.
Mutfağa ilgim her ne kadar anneannemle çocukken sürekli mutfakta geçse de
aslında evlendikten sonra daha profesyonel anlamda mutfağa girdim. Yemek
programı yapmaya teşvik eden şey ise; kadınlar ve kadınların hayatlarındaki
hikayeleri oldu aslında, onların hayatlarına yön vermeleri, cesaretli olmaları
için misyon olduğumu düşünüyorum.
Programda insanlara güzel lezzetler
sunuyorsunuz. Burada olan iş bir otel yada restaurant mutfağından ziyade daha
çok ev mutfakları gibi. Bu anlamda
kolaylıkları ve zorlukları nelerdir?
Ben yemek
programı yapıyorum, otel ve restaurantlardaki mutfakları, onların şeflerini
tanıtıyorum tabii ki, ama benim için en özel ve değerli olan yöresel
mutfaklarımız aslında, bunun da zorluklarını gidermek için çok gezmeli ve
araştırmalı, çünkü her yörenin püf noktaları ve yemekleri kendine özel, en
kolay yanı da yapılan yemeklerin çok kolay bir şekilde tüketilmesi:))
Eminim yaptığınız programların
sonunda ilginç mesajlarda geliyordur. Unutamadığınız ve bizimle paylaşmak
istediğiniz böyle bir anınız oldu mu?
Olmaz mı o
kadar çok var ki aslında, mesela bir avukat bir psikolog geldiğinde o kadar çok
arayan o kadar çok sorunu olan kadınlarımız var ki; her birinin apayrı
hikayeleri var, hepsi özel ve benim için çok önemli, onlar için mutfağa girdim
ve onlara ulaşmaya onların sorunlarını çözmeye çalışıyorum.
Kitap okumayı sever misiniz? Daha çok
hangi tür?
Kitap
okumayı çok severim, yalnız kalır kalmaz hemen okumaya başlarım, ama en çok
psikolojik ve gerçek hayat hikayeleri konu alan kitapları seviyorum.
Okurlarımıza ve izleyicilerinize
önereceğiniz yemek ve gastronomi kitapları varmıdır?
Tabii olmaz
mı? Mesela Osman Güldemir'in Osmanlı Yemek kitabı Kitabüt Tabbahin herşeyi tam
ve doğru reçetelerle yazan bir kitap, Süleyman Dilsiz'in Kahvaltıya Dair Herşey
kitabı çok farklı, bunlar tavsiye edebileceğim kitaplardır.
İzmir kanalı olmanıza rağmen tüm
ülkede ciddi bir izleyici kitleniz mevut.
Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
Kanal 35 TV
yerel bir konumda olsa da ulusal yayın yapıyor, bu çok önemli ve özellikle bu
sene tüm Türkiye'de ses getirmemizi ilk önce hızurlu ekip ruhuna bağlıyorum,
sonra da çok çalışmamıza tabii ki, bizde durmak yok.
Ünlü bir yemek programı yapımcısı ve
sunucusu olarak, sektör adına çok şey tecrübe ettiniz. Sizin pencerenizden
Türkiye’de ki gastronomi nasıl bir yerde?
İlk önce
teşekkür ederim iltifatınız için, Türkiye'de gastronomi daha çok takip ediliyor
gibi gözükse de yeni doğmuş bebeğin emekleme durumu gibi, ama eminim zamanla
daha çok şey yapılacaktır. Sadece zamana ihtiyacımız var bir de burdan tek
tavsiyem okurlarımıza yedikleri yemeklerin malzemelerinin nerden geldiğini
nasıl oluştuğunu ve yemeklerin hangi kültüre ait olduğunu araştırsınlar,
gastronomi ilk böyle başlar.
Hayatınızı yönlendiren ve değiştiren
bir kitap veya yazarlar oldu mu? Oldu ise hangileri?
Hayatımı yöne veren ve değiştiren bir kitap hiç olmadı, çünkü hayatımı hep
yaşadıklarım şekillendirmiştir
Bir İzmir aşığı olarak şehrede
değinmeden edemeyeceğim. Burada yaşamak nasıl bir duygu? İzmir’i diğer
şehirlerden farklı kılan bir gizem var. Sizce nedir bu?
.
Doğduğumdan beri İzmir'deyim, İzmir benim için aile, kardeş, dost, samimiyet,
doğallık, kalite ve keyif demek. Diğer şehirlerden ayıran gizem ise; bence
içten, bizden, sıcak ve doğal bir şehir olması.
İlerde program ile yada başka
projeler için planlarınız varmı? Paylaşamak ister misiniz?
İleride programımla ilgili yeni 2 tane proje var, bununla ilgili
çalışmalarımız başladı, ekim'de sizlere kısmetse duyuracağız
En çok beğendiğiniz ve yapmaktan
keyif aldığınız yemekler hangileridir?
En çok beğendiğim
soslu et yemekleri, ama ben en çok Hünkar Beğendi'yi yapmayı ve yemeyi
seviyorum.
Ege mutfağını hak ettiği değeri
görüyor mu sizce?
Ege
mutfağının değerini Egeliler yeterince veriyor zaten, biz otsuz yemek olmadan
yaşayamayız, diğer şehirler de düzenlediğimiz festivaller sayesinde yavaş yavaş
bizden öğrenmeye başlıyorlar.
Alaçatı Ot ve Urla Enginar festivali hakkında neler
düşünüyorsunuz?
Alaçatı Ot
Festivali'nden sonra neredeyse tüm şehirlerin Ege otları ve Ege yemekleriyle
tanıştığını düşünüyorum. Urla Enginar Festivali için de aynı şey geçerli,
sebzelerimizin, otlarımızın sadece tek tip yemeklerden ibaret olmadığını,
bunları nerelerde hangi ürünlerle kullanmamız gerektiğini, sebze ve ot
konusunda aslında Türkiye'nin ne kadar zengin olduğunu herkese kanıtlamış
oluyoruz.
Birçok aşçılar federasyonu ve yöresel
derneklerin düzenlediği yemek yarışmaları var , takip ediyor musunuz? Faydalı
görüyor musunuz?
Tabii ki
takip etmez miyim, neredeyse her şehrimizdeki federasyon başkanlarını her
etkinlikten önce programımda ağırlamaya çalışıyorum ve etkinliklerini tanıtmaya
çalışıyorum, nerde ve ne zaman yapıldığı hiç önemli değil bu etkinliklere
elimden geldiğince davetlerine de katılmaya çalışıyorum işim olmadıkça.
Son olarak ‘GastroEdebiyat’ Kulübümüz
hakkında düşünceleriniz nelerdir?
GastroEdebiyat klübü Türkiye'deki tek karışım online dergi, bu anlamda ben
çok başarılı olacağına inanıyorum çünkü artık gastro hem edebiyat hem de turizm
alanında ayrılmaz üçlü bana göre bu sektörü edebiyatla birleştirip böyle bir
mix yapmanız çok başarılı olmuş, tebrik ederim.
Röportaj ; Firkan Gülaydın
Firkan Gülaydın - Peyvend Merttürk |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder