21 Kasım 2016 Pazartesi

On İki ve Martı / Selin Köken


 

 

Hikayeler vardı.

Renkli, çiçekli, şekerli... 

Öyle tatlı bir bal çalmıştı ki ağzıma

Tadı hiç geçmeyecek gibi geldi. 

Mis bahar kokusu burnumda 

Renkli bir yazdı benim ki mavili, yeşilli

Cumbalı evin balkonunda 

Aklımdan geçen yaz rüyaları

Yıldızları saydığım, gökyüzünde

Saat 12'yi vurmadan evde olma telaşı vardı bir de

Renkli bir yazdı benim ki

Deniz'in kokusu yosunlu, gecenin karanlığı ise yakamozlu... 

Bir de duvarımız vardı köşe kapmacalı, kim önce giderse o kapardı.

Çocukluk telaşları 

Renkli, hayalli, maceracı...

Çisil çisil yağan yağmurdu çoçukluk

Bir de okula giderken beklenen, heyecan verici arkadaştı.. 

Mavi merserizeydi yüzümüzü güldüren.. 

Evet o mavi merserize... 

Bir bankta uyuya kalmaktı çocukluk, güneşi birlikte doğurmaktı... 

Arkana bakmadan koşmaktı.

ilk aşklarımız vardı. 

Heyecandan yerinde duramadığımız, denk gelme ihtimalimize sevindiğimiz... Ağlamakla gülmenin kardeş olduğu Haklı çıkarır gibiydi çoçukluk.. 

Her yaşımıza damga vuran hayal kırıklıklarımız vardı bir de... 

Şimdi yine cumbalı evin balkonundan sallandırsam hayallerimi

Köşeden çıkıp gelse yine arkadaşlarım

Söz saat 12'yi vurmadan evde oluruz.. 

 

 

 

 

MARTI 



Tam da böyle bir geceydi yaz tatlı tatlı gülümsüyordu bize
Sahi yaz hep gülümser miydi ?
İsmini o gün öğrenmiştim.
Ne güzeldi ismin
Çiçek kokusu ay ışığından süzülüp tuhaf bir koku bırakıyordu burnumuza
Şiir yazdım o an içimden sana
Şiir olmalıydı, ay olmalıydı, o bahçe hep çiçek kokmalıydı.
Yazın o güzel kokusu, en güzel yüzler gelip oturuyordu karşıma seninle birlikte
Nicedir görmediğim arkadaşlarımda eşlik ediyordu bize
Çocuksu bir gülümseme eşlik etti  sonra sesine.
O gün hayatımın en mutlu ilk günüydü.
İlk kez bu kadar derinden aldım bahçedeki o çiçeğin kokusunu...
Ya o müziğin sesi ilk defa tatlı tatlı mırıldandı kulağıma
Yüzün aydınlatıyordu geceyi
Kıskandırırcasına
O an martıları düşünüyorum
Senin beslediğin martıları
Öylece kalakalıyorum
Üzülmek nedir bilmiyordu senin martıların
Gülümsetiyordu  martıların

Özlüyordum seni
Özlemek ne garip duygu
Birini sevmekle değil özlemekle başlıyordu herşey...
Seni özlediğimi biliyordun
Resimde kaybolan özneleri arıyorduk sonra seninle
Ben yüklem oluyordum sen noktayı koyuyordun her defasında
O yaz gibi sürecekti herşey, o yaz içimde hiç bitmeyecekti.
Nisan yağmurları gibi serinletecektin çöl sıcaklarında
Minnettar olmamak ne mümkün şimdi
Sevmeyi öğrenmek diye birşey varsa herşeyiyle ben senden öğrendim.
Ne güzel bir gündü dedik içimizden
Sahi ne güzel bir gündü.


2 yorum: