Uzun zaman geriye dönük düşünüldüğünde...
Depremler, tsunami, seller, okullar, işler,
aşklar, kadınlar, erkekler, yollar, otobüsler,
sokak lambaları; herşey değişti.
Biliyor musun sevgilim herşey bitişik yazılır.
Gece derin sevgilim, aydınlıktan sıkıldığımızdan, karanlıkta göründüğümüzden
gölge olmak zordur, gece görünüp gecene dolmak nasıl başkadır
şimdi
Gece Derin sevgilim; belki hiç doğmayacak kızımızın adıdır.
Elleri seninki kadar ince ve en az senin kadar güzel
düşünsene nice Likya kralları eğilir önünde, derin gecede
uzun yolculuklar yaptım, dağları aşıp sarp kayalara tırmandım
dünyaya tepeden bakıp hızlı düşüşleri izledim,
keyif aldım emniyetsiz bakarken.
Mavi gökyüzü ile kızıl denizi karıştırıp mora çaldım dünyayı
belki sana benzer
kim bilir?
‘gölgelerin gücü adına’ derken senden bahsettiğimi bilen tanrı
ben yirmili yaşlarıma geldiğimde çelmemi hak edip kendini yeryüzünde
bulacaktı
ve gücümü aldığım gölge üzerine basacaktı.
tüm hepsi gerçekleşti
Tanrının intikamı büyük oldu; o kadar uzak kaldık ki...
O kadar özledim işte ‘gölgelerin gücü adına’ cümlesinin öznesini.
O asla özne olduğunu kabul etmedi;
edebiyatım kuvvetliydi ben bunu yıllar önce anlamıştım.
Uçaklara özenip onlara yetişebilecek diye inanıp yaptığım uçurtmaları
saldım semaya
rüzgâr her defasında daha sert vurdu elinin tersiyle, kızmadım
Tanrıya; sakindim.
Gölgelerin yaylım ateşinde önce şairler vurulur sevgilim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder