
insan bağzen susadıklarını sustuklarıyla açıklayamıyor
bayım.
ben gidip bolca çikolata kemiriyorum, bir dişim eksildi;
eksilenlerin yanında lafı bile olmaz belki ama bu sebepten yediğim her şeyi ön
dişlerimle kemirsem diyorum.
sonra kendi kendimi yerken buluyorum. gözaltlarım mor,
yemeğe elmacık kemiklerimden başlıyorum. elmacık kemiklerini diğer bağzı
şeylerden daha çok önemsiyorum. en az denizin dibi kadar önemsiyorum.
önemsediğim diğer birçok şeyden daha çok.
geçenlerde saçlarımdaki beyazları sayıyordun, bire bin
ekleyip eleştirmek en büyük eğlencendi bayım. her şeyi ciddiye aldığımdan
beyazlıyorlarmış sana göre, ciddiye alınmadığım yerlerimden öp beni bayım çünkü
ben biraz hep böyleyim. erkek olsaydım kravatsız gezmezdim gibisindenim, yok
saçlı ve sakallı severim. bir de uzun ince parmaklarını bayım. seni uzun uzun
tanımlarım sonra denizin dibine hapsetmek isterim. çünkü en çok bağzenleri
önemserim. yine uyurken tüm ışıkları açık bıraktım, korktuğum her şeyi gün
ışığına hapsetmenin hazzındayım ama sen okuma bayım, okuma ki korkma biraz
bağzen benden.
sonra sarıl sıkıca, sarılmayı uzun yaşamanın sırrı olarak
sana verebilirim. ikimizin ilk sırrı bu olsun bayım, göz hizasında bir yerlerde
sakla onu; görmeyi beceremeyenler gülemesin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder