Bir nefes uyandırdı bugün
Nefes önemli,
nefes heyecanlı.
Bir alınmak istiyor,
bir kaçmak
kaçıp karışmak havadaki özgürlüğe
bilmediği belki korktuğu yollara
ama yine de
başını alıp gidebildiği karalama
çizgilere
Bir tek çizgili çarşafım
-şefkatli kucağı-
O heyecanlı nefesi alamadığımda
yolduğum
parçalarcasına
kabulleniyor
Yalnız o kabulleniyor deli hücrelerimi
Bazen
çılgınlarcasına eğlenmiş Pera barlarında
Daha da durası yokmuş gibi
Üstüne yollarda dans etmiş hücrelerim
Bazen tüm manikliğiyle birdenbire
süzülüşleri
bir dakika farkla hayatla
aralarındaki bağı bıçakla kesmiş
Koltuğa tüm gücünü emanet bırakmış
kendim
Sanki var olmamış gibi
veya
saniyeler önce toprağa karışmış
benliğim ,hiçliğim
Ellerim fazlalık bileklerime
Saçlarım acıtıyor kafa derimi
Geçen gün birazından kurtulmuşluğum olsa
da
Yarım yamalak kaçma olayı benimkiler
ll
Fazla fazla öze sahip olmaktır özgürlük
Benim 'özüm gürdür' doğuştan
Özlerimden bir tanesi ayrıldı benden
dün akşam yedide
Belki beynimin kıvrımlı kurtçukları
onun da ömrünü yedi
Alışıyorum biraz biraz
‘De’ bağlacı oluşumuza
Ne ayrı yazılabiliyoruz tamamen
ne de bitişiğiz her kelimede
Yirmi yaşına ya girdim ya girmedim
Ağlamak o zaman anlamsızlaşırken
Delirmiş hücrelerimi bir türlü
anlamsızlaştıramadılar
Binlerce kez bağırdım paslı kulaklarına
Anlamamayı kabullenemeyen varlık insan
İlla anlayacak
yanlış da anlasa
Mahlasım esbapsızlık
Hissizlik ,koltukta başıboş yatan iskelet
lll
Yine geldiler
Hoş geldiniz deme mecburiyetini çoktan
bırakmışken
-korkumdandı o da-
Melun yüzleriyle
alaylı gülüşleriyle
hoş bulduk dediler her gelişlerinde
Sardılar kafesimi
Sevgilimin en çok sevdiği mutfağımı bile
sardılar
Binlerce dal sigara
milyonlarca kül tanesi döktüm üzerlerine
Tuzun bile ruhu varken
Haplar benimkini ağır ağır çalmakta
Bana yaptığı köpüklü kahveler geldikçe
aklıma
gülümsetiyor
Ah kahvemin rengi kadın!
Kahverengi kadın...
Şimdi midem köpük köpük ilaç yığını
Kusup kaldırıma tükürmüş sanki bi şeyler
beni
Eriyip kaybolmayı bekliyorum.
Ünlem dolu mesajlar,
Merakla çalan telefonla
Koltuk bile titriyor
En ufak bir kıpırtı cereyan etmezken
benim içimde
IV
Dünyayı dolaşmak istemiştim bir ara
dünya bana dolaştı
Hücrelerim nereye gidersem gideyim
Beni yalnız bırakmadı
Hain bir gürültü gibi
yoğun yoğun doldu kulaklarıma
Biriken tozlar da
şifonyerimin üzerinden,
ağzıma
Çevresel her şey içimdeymiş gibi
Sokaktaki arabalar yemek borumdan
geçiyor
İnsanlar bağırsaklarımda aylak aylak
İki göğsüm sarı lambalar
Kediler tüyleriyle gıdıklıyor içimi
Az önce yokum diyordum değil mi?
Şimdi de arttıkça artıyorum kendime
Ne zordu böyle gelgitli sevmek seni
Yalnızlığı da seninle geçirmek
vardı
Olmaz olmaz sevgili
Belki anayasamın değişmez maddesi
Kafamın dört tarafı da dağlarla çevrili
Çetrefilli- apansız- mitolojik
Tek elimde olan şey böyle zamanlarda,
Rüyalar.
Beynelminellikten kurtulmuş
Anlattığımda beş karış ağızlar
veya lanetliymişim gibi bakan gözler
Bir boşluk
doğumumdan bu yana dileğim
İlkokul sıralarında da
İntihar etmekten korkan gençliğimin
intiharlı mevsimlerinde de
Boşluk istedim
Gelmek bilmeyen sabahların
kırçıllı sarısı
vücudumun minnet duyduğu ihtiyaç
Hücrelerimin sırtı terlediğinde
engelleyemediğim damlalar süzülürken
soğuk ve soyutluklardan
Ölümün buzlarında erimekse
Karşılığı ödenemez bir nimet
V
Az önce kanım kendini bırakmış
Kirpiklerimin parmaklıklarından
bakabiliyorum anca
Tepemdeki ışığı görüyorum önce
Battaniyem oluyor ürperen tüylerime
karnıma uzanan beyaz narin eller
Sol tarafım boştu halbuki önceden de
Boş dediğime bakma sen kahverengi kadın
Senle ilgili değildi olanlar
Bir melankoli koparılıyor içimden
anlıyorum
Hücrelerime bakıyorum yine
kirpiklerimden
dalga geçercesine el sallıyorlar
istemiyorum hiçbirini diyecekken
göz göze geliyoruz
çok okuyup çok yazdığı belli
yuvarlaklarla
Tastamam kopuyor bu sefer
Hepten gidiyor içimden bir şey
Ben gidecektim başka ülkelere
köpüklü
kahveler, özgür yemekler için
Ben gidemedim
Kanım gitti
Bak kahverengi kadın !
Boşluğuma bir boşluk daha eklendi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder