Yuvana gaganda getirdiğin birkaç ev eşyası...
Sen bana misafirsin,
Ben de sana...
Sen ürkek ve telaşlıyken...
Ben sakin ve rahat...
Biraz sohbet ediyoruz hayata dair...
Ben işten güçten bahsediyorum
Paradan lüks yaşamdan...
Öfkeden fesatlıktan ve sevilmemişlikten
Sen bana şarkı söylüyorsun
En naif halinle...
Sek sek oynayarak geliyorsun yanıma
Küçük bir kız çocuğu gibi...
Ürkütmemek için seni...
Nefes bile almıyorum o an...
Hem de oksijeni bol bu çam ormanının ortasında
Hem de en çok ihtiyacım olduğu zaman...
Sonra tam sana alışıyorum
Çekip gidiyorsun birdenbire
Sonra gökyüzüne dönüyorum
Gökyüzü de kadın gibi be abi...
Neşesi güneşe bağlı...
Mavi, turuncu ve karanlık...
Bağrında kuşları barındıran bir ana...
Gökyüzünün bağrında özgürlük...
Aklıma geliyor sonra
Ormanın içinde onca yer varken,
Ve özgürlüğüne bu kadar düşkünken
Aynı evi paylaşıyor
olmamız...
Mutlu oluyorum beni tercih ettiğin için
Kendimi güvenli bir liman gibi hissediyorum
Bir kere daha hayran oluyorum sana
Ve öpüyorum en cesur gögüs kafesinden...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder