18 Şubat 2017 Cumartesi

Şubat Kışı / Selin Köken


 

 
Öyle bir düştüm ki zamanında

Elini uzatanların, elini tutmaya bile halim yoktu...

Dokunsanız dağılacağım.

En iyisi mi dokunmayın siz bana ! 

Aklım kopartılmış bir film bandı gibi 

gözümün önünde...

 

Ben beklemeyi bıraktım, onlarda gelmekten vazgeçti sanırım. 

Denizler sızıyor artık içimizden 

Ruhumuz çıkmaz sokak

Gecemiz Şubat kışı 

İçimiz ince 

Gün ışığını bekleyen o bozuk sokak lambası gibiyim. 

 

Merhametsiz kış sabahlarına uyandım çok kez 

Kış aslında iki kişilik bir mevsimdi.

Bunu üşüyen ayaklarımı ısıtmaya çalışırken anladım.

Ve 

Dünya kalbimi her şekilde, defalarca kıracak bu kesindi. 

Ama şu var ki pazar, benim yine en sevdiğim gündü. 

Sanırım 

Sabahtı, öğlendi, akşamdı.

Hiçbir şey değişmiyordu. 

 

Ne bileyim olmadık bir şey gelsin başıma mesela 

Son dönemeçte imkansız dediğim ne varsa çıksın karşıma ! 

Keşke diyorum keşke 

Hiçbir şey bilmeseydim

Suya bakıp dursaydım ömrüm boyunca 

Bir ırmak kenarında 

Bir deniz ortasında 

Ya da kalbim 

Sınırsızlığın müziğini bulmuş 

Varlığına kendini bırakmış 

Bir okyanusa kansaydı keşke...

1 yorum: