Elini uzatanların, elini tutmaya bile halim yoktu...
Dokunsanız dağılacağım.
En iyisi mi dokunmayın siz bana !
Aklım kopartılmış bir film bandı gibi
gözümün önünde...
Ben beklemeyi bıraktım, onlarda gelmekten vazgeçti
sanırım.
Denizler sızıyor artık içimizden
Ruhumuz çıkmaz sokak
Gecemiz Şubat kışı
İçimiz ince
Gün ışığını bekleyen o bozuk sokak lambası
gibiyim.
Merhametsiz kış sabahlarına uyandım çok kez
Kış aslında iki kişilik bir mevsimdi.
Bunu üşüyen ayaklarımı ısıtmaya çalışırken anladım.
Ve
Dünya kalbimi her şekilde, defalarca kıracak bu
kesindi.
Ama şu var ki pazar, benim yine en sevdiğim
gündü.
Sanırım
Sabahtı, öğlendi, akşamdı.
Hiçbir şey değişmiyordu.
Ne bileyim olmadık bir şey gelsin başıma mesela
Son dönemeçte imkansız dediğim ne varsa çıksın karşıma
!
Keşke diyorum keşke
Hiçbir şey bilmeseydim
Suya bakıp dursaydım ömrüm boyunca
Bir ırmak kenarında
Bir deniz ortasında
Ya da kalbim
Sınırsızlığın müziğini bulmuş
Varlığına kendini bırakmış
Bir okyanusa kansaydı keşke...
Ben bu şiire bayıldım,beni anlatmış resmen...
YanıtlaSil