17 Ocak 2017 Salı

ADRESİ VAROLMAYAN EVLER / Selin Köken


Bir pazar gecesiydi

Gittim...

Sen henüz bilmiyorsun

Ben bir süredir hep gidiyorum.

Yani alıştım.

Bu sahneyi en kuytu köşemden çok kez prova ettim.

Ezberim de sağlam.

Kuşlara takılıp gidiyor şimdi aklım

Gökyüzü olmak istiyorum

Biraz güneşli, biraz bulutlu

 

Şimdi hangi şehrin güneşi öperek uyandırıyor seni gözlerinden ?

 

Susmak, tekil bir isyan oluyor söze

Mektup yazıyorum

Adresi varolmayan evlere

Kalbimden nefes boruma kadar bir boşluk

Adı ne onun ?

Kurban etmeden kesebilir miyim bizi

En sakini o mu ?

 

Gerçekten hoşça kalmalarını istedin mi veda ettiklerinin?

Var mı hala gece kafanı yastığa koyunca uykunu kaçıran bir şeyler...

 

Bu gece de yatağa bir gün önceden kalma eşyaları katlayarak girdim.

Sakince

 

Gerçek ne güzel şey

Ne kadar uzak olsan da

Orada olduğunu bilmek...

 

Seni seviyorum demedim de sana hiç

Desem de hep boş kalacaktı seni seviyorumların içi.

Sahi uyandığında kimse güzel değildi senin kadar.

Ya da vardı da henüz ben görmedim.

 


Son üç yılda uzun uzun düşünmek için çok nedenim oldu.

Acımasızca tozunu aldım yazdıklarımın...

Sonra;

Anılarımı düşündüm yıllarımı adımladığım o yokuşta

Bir denize rast gelsem, bir serçe tutsam avuçlarımda

Tıpkı çocukluğumdaki gibi

Hala yeşil midir okul tahtaları ?

Ya da okuduğum kitaplar altında bekler mi sıranın...

 

Boş vermişliğime umut olsun diye mektup yazıyorum şimdi

Adresi varolmayan evlere...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder