Sık sık beni takip eden arkadaşlardan aynı
soruları alıyorum “ Bize yurtdışında çalışmayı ya da okumayı önerir
misin?”. Üniversiteyi ve şarap eğitimimi
yurt dışında aldığım için elimden geldiğince bu sorulara cevap vermeye
çalışıyorum. Ancak farklı bakış açıları duymak,
hikayeler dinlemek ve yeni insanlar tanımak çok önemli. Bu yüzden bu ay
sizinle Şef Tolgar Mireli ile yaptığım röportajı paylaşmak istiyorum. Kendisi
uzun yıllar yurtdışında kalmış, Michelin yıldızlı restoranlarda çalışmış, hem
hırslı hem de idealist bir şef. Şu an Akdeniz Üniversitesinde uygulamlı mutfak
derslerine giriyor. Kendisini ileride çok daha fazla duyacağız. Şimdiden yolu
açık olsun!
1. Öncelikle seni
tanımayanlar için biraz kendinden bahsedebilir misin?
Ben Tolgar Mireli, 31 yaşındayım ve 11 yıldır
yurtdışında yaşıyorum. Bunun 3 yılı eğitimim geriside dünyanın çeşitli
ülkelerinde Michelin yıldızlı restaurantlarda çalışmam ile geçti.
2.
Yemek yapmaya karşı özel bir ilgin olduğunu ilk ne zaman fark ettin?
Çok klasik olacak ama çoçukluğumdan beri
mutfak ve yemeğe özel bir ilgim vardı. Annem’in anlattığına göre daha doğru
düzgün konuşamazken bile yemek piştiğinde illa ki tencerenin içini görmek
istermişim, her malzeme eklendiğinde Annem kucağına alıp pişen yemeği göstermek
zorunda kalırmış, yoksa ağlarmışım..
3.
Sende yurt dışında eğitim gördün. Bu sana nasıl bir farklılık kattı? Vizyonun
hangi anlamlarda değişti?
Yurtdışında eğitim görmem, bana pek çok
konuda faydalı oldu diyebilirim. Aslında zaten çift vatandaşlı (Türk-Alman)
olduğum için, kültürel açıdan bana çok yabancı değildi. Türkiye’de de çok iyi
okullar ve şefler var. Ama yurtdışında yalnız yaşamak bana pek çok açıdan
özgüven, azim ve mükemmeliyetçilik kattı.
4.
Mezun olduktan yurtdışında çalıştın. Burada ne tarz görevlerin oldu?
Yurtdışında ilk olarak Hamburg’da Ali
Güngörmüş’ün yanında staj yapma fırsatım oldu. Daha sonra Dubai’de Burj Al Arab
otelinin Al Muntaha adlı restaurantında 2 Michelin yıldızlı şef Björn Alexander
Panek ile ardından Avusturya’da döneminin dünyanın en iyi kadın şefi olan 2
Michelin yıldızlı Johanna Maier’in Hubertus isimli restaurantında sonra
Londra’da Roux Ailesinin 3 Michelin yıldızlı Le Gavroche isimli
restaurantındanve sonrasında San Fransisco’da 1 Michelin yıldızlı restaurant
Gary Danko’da Junior Sous şef olarak ve son olarakta Avrupa’nın en ünlü tv
aşçısı Johann Lafer’in 1 Michelin yıldızlı Le Val d’Or isimli restaurantında
kendisinin Sous şefi olarak çalıştım. Bu sıralarda en büyük sıkıntım her
restaurantta maksimum 2 yıl çalışmam, böyle kısa sürede pozisyon alabilmem için
insanın kendini ispatlaması oldukça zor... Pozisyonu yükseldikçe sorumluluk ve
mükemmeliyetçilik artıyor. Çalıştığım tüm restaurantlar 1-2 veya 3 Michelin
yıldızlı dünyaca tanınmış restaurantlardı.
5.
İş imkanını kendi çaban ile mi buldun yoksa okul ya da çevrende ki tanıdıkların
yardımcı oldu mu?
Genelikle kendi çabamla buldum diyebilirim.
Örneğin Ali Güngörmüş’e bizzat telefon ederk hiçbir ücret vs. İstemediğimi
sadece onun yanında çalışmak istediğimi söyledim dünyanın en iyi 100
restaurantı isimli bir kitap aldım ve 40’a yakın restauranta ayrı ayrı mail
attım, çalışmak istediğimi samimiyetle bildiridm bunlardan 4-5 tanesi bana
dönüş yaptı ve ben bu restaurantlarda çalışabildim. Mesela Dubai’deyken
Avusturya’daki Hubertus Restaurant beni bir deneme yemeği yapmam için oraya
davet etti. Bir gün için atlayıp Avusturya’ya gittim yemek ve sunum çok
beğenildi ve işe alındım. Tabi ki şansımda yaver gitti.
6.
Yurt dışına gitmek isteyen öğrencilere ne tavsiye edersin? Nasıl bir kariyer
planı çizmeleri gerekir sence?
Bu konuda beni arayan, benden yardımcı olmamı
isteyen çok kişi oluyor. Aslında ülkemizde de çok değerli şefler var, benim
için yurtdışında çalışmam, aynı zamanda da Alman vatandaşı olmamdan kaynaklanan
bir avantaj oldu.
7.
Kariyerinde hiç pişmanlığın oldu mu? Keşke onu farklı bir şekilde yapsaydım
dediğin bir şey oldu mu mesela?
Aslına bakarsanız hiçbir pişmanlığım olmadı
diyebilir. Ama ille de bir pişmanlık olmalı diyorsanız keşke mutfağa 15-16
yaşlarında aktif olarak girseydim ve mesleğe daha erken başlasaydım derdim.
8.
Michelin yıldızı senin için en anlam ifade ediyor?
Michelin yıldızı çok çok önemlidir.
Türkiye’ye Michelin yıldızı getirebilmeyi çok isterim. O olmasa bile o
standartlarda, o kalitede ve sunumlarla, o mükemmellikte bir restaurant sahibi
olmak en büyük arzum. Hep michelin yıldızlı restaurantlarda çalıştığım için ve
yıldıza müracat edip, Kasım ayında açıklanan sonuçları beklemenin ne kadar
heyecan verici olduğunu çok iyi bilen ve anlayanlardanım, elindeki yıldızı
alındığında bunalıma girip, intihar eden şefler bile var ne yazık ki. Yani
Michelin yıldızı bu meslek için çok özel ve önemli bir Başarı Ödülüdür.
9.
Michelin’li ya da “fine dining” restoranlarda çalışmayı hayal eden gençlere
önerilerin neler?
Bu tür işletmelerde çalışmayı isteyen herkese
her şeyden önce temel eğiyimin çok önemli olduğunu belirtmek isterim. Çok
ayrıntılı, donanımlı ve disiplinli bir temel eğitim şart. Bunu tamamladıktan
sonra yıldızlı restaurantları takip etmek, kovalamak ve gerekirse ısrarcı olmak
gerek. Buarada uzun ve yorucu çalışma saatlerinden şikayetci olmamamk olmazsa
olmazdır..
10.
Yurt dışından Türkiye’ye dönmeye nasıl karar verdin?
Benim en başından beri amacım, hayalim ve
hedefim elinde sonunda Türkiye’ye dönmekti. Bunun için, çok farklı mutfaklarda
farklı ekip ve usullerle çalışarak kendimi çok geliştirdiğimi düşünüyorum.
Amacım Türkiye’de en az 2 Michelin yıldız standartlarında bir işletme açıp, o
kaliteyi her alanda devam ettirebilmek... En önemli yurda dönme sebebim tabi ki
‘Vatan Hasreti’.
11.
Son olarak, Gastronomi alanı Türkiye’de nasıl gelişecek? Bu alanda kendini
geliştirmek isteyen arkadaşların ilk hedefi ne olmalı?
Gastronomi alanı Türkiye’de oldukça gelişme
yolunda. Bu meslek dalı son yıldarda iyice populerleşti. Ancak 4-5 ay yemek ve
aşçılık kurslarına katılıp, sonrasında da 2 ay staj yapıp kendini şef diye
gören kişilerde çoğunlukta. Bu kişiler elbet bu piyasayı canlandırıyor ve
rekabet alanı sağlıyor ama aşçılık bu kadar basite indirgenecel bir beslek
değil.. Öğrenmenin her konuda olduğu gibi bu sektörde de sonu yok. Kişiler
sürekli kendilerini geliştirmeye devam etmelidir. Her şeyden önce egolarını bir
kenara bırakıp, azim, tutku ve heyecan ile çalışmaları ve ‘Beyaz Ceket’ e
saygının gerektirdiği şekilde bu yolda ilerlemeyi göze almalıdırlar.
Bu fırsatı, 6 aylık ayrılıktan sonra nişanlımı geri almamda bana yardım ettiği için Dr Ajayi adında büyük bir adama teşekkür etmek istiyorum, büyü güçleri ona atası tarafından aktarıldı, büyülere asla inanmam ama ona vermeye karar verdim. bir deneme, doğrusu o büyük büyü gücüyle beni şaşırttı, böyle bir tanıklık yaptığımı asla düşünmem ama bunu yapıyorum çünkü çeşitli ilişkilerinde acı çekenlerin benim gibi mutluluğu bulmasını istiyorum. bu nedenle, herhangi bir büyü için bir büyü tekerinin yardımına ihtiyacınız varsa, WhatsApp veya Viber: +2347084887094 veya E-posta: drajayi1990@gmail.com üzerinden Dr Ajayi ile iletişime geçmelisiniz.
YanıtlaSilAşağıdakiler için de kendisine ulaşabilirsiniz:
1. Piyango büyüleri
2. Her türlü kanseri tedavi eden otlar
3. İş Yükseltme büyüleri
4. Herhangi bir davayı kazanmak için büyü
5. Hamile kalmak için otlar.
Herhangi bir fiziksel veya ruhsal problem için Dr Ajayi'ye ulaşın ve onlara veda edin.